16
Geçmiş VII
Ho cambiato i miei numeri : Numaralarımı değiştirdim
Ho speso gran parte dei miei soldi per donne : Paramın büyük bir bölümünü kadınlar için harcadım
Noi abbiamo spento le luci : Işıkları açtık
Ho cambiato la macchina : Arabamı değiştirdim
Il consigliere ha visitato l'europa : Danışman, avrupa'yı gezdi
Stupide politiche di governo hanno dato ad Amazon questa opportunità : Hükümetin aptal politikaları, Amazon'a bu fırsatı verdi.
Il pilota ha bevuto troppo : Pilot çok fazla içti
Ha mangiato qualcosa di tossico : Zehirli birşeyler yedi
A dicembre 10 milioni di italiani hanno comprato su internet : Aralık'ta 10 milyon italyan, internet üzerinden alışveriş yaptı (satın aldı)
Loro hanno passato parte del tempo a scrivere : Zamanlarının bir bölümünü yazarak geçirdiler.
Ho smesso di drogarmi : Uyuşturucu kullanmayı bıraktım
Io ho passato la stessa situazione : Aynı durumu yaşadım (geçirdim)
Io fatto un blog : Bir blog yaptım
Ho preso la decisione di candidarmi alla presidenza francese alle prossime elezioni : Gelecek fransa başkanlık seçimlerinde aday olma kararını verdim (aldım)
Quante persone ti hanno visto nudo ? : Kaç kişi sizi çıplak gördü ?
Io ho fatto nulla tutta la giornata : Bütün gün hiçbir şey yapmadım
Cosa abbiamo fatto : Biz ne yaptık
In Iraq abbiamo fatto miglialia di errori : Irak'ta binlerce hata yaptık
Lui ha lavorato nel telefilm " Numero 7 " : 7 numara dizisinde çalıştı
Hanno lavorato con noi : Bizimle çalıştılar
Noi abbiamo lavorato con entusiasmo : Büyük bir zevkle çalıştık
Lei ha viaggiato molto : Çok seyahat etti
Lei ha viaggiato per mezzo mondo : Dünyanın yarısını gezdi
Ho viaggiato in Francia : Fransa'yı gezdim
Ho viaggiato 3 volte nell'arco di due anni con questa azienda : Bu şirketle 2 yıl içerisinde 3 kez seyahat ettim
Noi abbiamo parlato di cani : Köpeklerden konuştuk
Prodi ha parlato : Prodi konuştu
I miei occhi malati hanno visto : Benim hasta gözlerim gördü
Satana ha finito di aspettare : Şeytan beklemeyi bitirdi
Ambasciatrice di Cuba in Giamaica ha condannato l'applicazione extra-territoriale delle leggi nordamericane per rafforzare la politica di blocco economico contro Cuba : Jamaika'da bulunan Kübalı bayan büyükelçi, kuzey amerika yasalarının, küba'ya karşı ekonomik yaptırımı artırmak için kendi sınırlarını aşacak biçimde uygulanmasını kınadı
Io ho venuto a cercare : Aramaya geldim
Ambasciatrice di Cuba ha ricordato la recente multa imposta dal governo messicano : Kübalı bayan büyükelçi, meksika hükümetinin son vergi cezasını hatırlattı
Ho preso un virus : Virüs aldım (yedim )
Ambasciatrice di Cuba ha spiegato che ogni anno l'Assemblea Generale della ONU vota a favore del termine della politica di blocco economico contro l'Isola : Kübalı bayan büyükelçi, her yıl UN genel kurulunun ada'ya karşı yapılan ekonomik kısıtlama politikalarının sonlandırılması lehinde oy kullandığını açıkladı
Io ho aperto le tende : Perdeleri açtım
Ho sentito il nuovo singolo di Valeria Rossi : Valeria Rossi'nin yeni single'ını dinledim
Silvio non ha capito che così si perde : Silvio ne kaybettiğini anlamadı
Berlusconi ha capito che la verifica è una cosa seria : Berlusconi, gözden geçirmennin ciddi birşey olduğunu anladı
Ho perso le parole : Sözcükleri kaybettim
Noi abbiamo perso tutti : Herşeyi kaybettik
I soldati hanno cominciato a sparare : Askerler ateş etmeye başladı
I ho acceso la luce/la radio/la televisione : Işığı/Radyoyu/Tv'yi açtım
Io ho spento la luce/la radio/la televisione : Işığı/Radyoyu/Tv'yi kapattım
Il crawler di Yahoo ha cominciato a lavorare : Yahoo'nun yeni web örümceği çalışmaya başladı.
Ho finito Max Payne : Max Payne'i bitirdim
Maria ha sentito la voce di Dio Padre : Maria, Allah babanın sesini duydu
Il Padrino ha finito la corsa : Mafya babası yolculuğu bitirdi.
Hai finito di editare il titolo ? : Başlığı düzenlemeyi bitirdin mi ?
Noi abbiamo mostrato loro i biglietti da visita : Giriş biletlerimizi onlara gösterdik
Ho preparato la cena : Akşam yemeğini hazırladım
Noi non abbiamo avuto tempo di preparare : Hazırlanmak için zamanımız yoktu
Io ho aperto i miei occhi : Gözlerimi açtım
Ho veduto nascere il sole : Güneşin doğuşunu gördüm
Emre ha scelto le coppie : Emre, kopyaları şeçti
Non ho avuto modo di approfondire questo argomento : Bu düşünceyi derinleştirecek olanağa sahip değildim
Se la vittima ha avuto esperienze, la violenza sessuale è meno grave : Eğer kurban çok deneyim sahibiyse, cinsel şiddet daha az etkili olur
Io ho voluto lo stesso fare : Aynı şeyi yapmak isterdim
Ho tradotto il modulo HelpDesk: Helpdesk modülünü çevirdim
Ha saputo aprire una nuova strada : Yeni bir yol açmayı biliyordu
Abbiamo pagato un prezzo alto : Yüksek bir fiyat ödedik
Noi abbiamo corso per le strade : Sokaklarda koştuk
Giuseppe ha scritto : Giuseppe yazdı